28 Mart 2014 Cuma


Ortalık toz duman... Bir de gazetede Melike Karakartal'ın "Kanserli Bir Sistem" adıyla eleştirdiği yetenek yarışmaları yazısını okuduğum zaman havadaki sinirlerim iyice zıpladı. Sen kanserle mücadele etmek ne demektir biliyor musun? Bilemediğin belli, bilsen böyle bir başlık atmazdın. Kanser + moral derler ya, al sana moral!!

Kanser hastalarının moralini bu şekilde bozmaya kimsenin hakkı yok. Bir zamanlar da "amansız" diye yazılıyordu, gazeteye telefon açtım ve bunun üzerine "amansız" yazmayı bıraktılar. Her şey vakti saatindedir dedim. O gün bugündür kanser için "amansız" yazılmıyor.

    Hayat pek tatlı değil ama biz de onu tatsız yapmak için elimizden geleni yapıyoruz.

Bakıyoruz görmüyoruz, duyuyoruz anlamıyoruz ve konuşmuyoruz.

Ben, yollar yaptım...

Ben hastaneler yaptım..

Ben, ben, ben...!

Biz yan gelip yattığımız için üç kuruşluk emekli maaşıyla kaldık, biz anamızı da alıp gitmediğimiz için bir ayakkabı kutusu sahibi olamadık. Biz, ötekilerin haberleşebildiği sosyal medyamız yasaklandı.

Bağırdık ama duyuramadık.

Haydi ŞİMDİ "BEN"den  "BİZ"e geçme zamanı...

Hepimize demokrasi ve özgür yaşam... Haydi sandık başına!

24 Mart 2014 Pazartesi

Biz böyleyiz bazen iyi bazen huysuz. Epeydir canım sıkkın. bu xeledo hapı beni perişan ediyor.Bu hap kemo hapı. Hastalıgımın devamını daha sonra anlatacağım.Bu gün FB Maçı var hayırlısı.Ben teknoloji özürlisiyim.Sözle anlatım kolay yazıya dökmek zor .Bu yazıları ilerde yakınlarım okuyup bir kanser hastasının neler yaşayıp neler hisettikleri anlamaları için yazmak istedim.Dün küçügümin doğum günüydi .8 bitti .  Daha uzun zaman birlikte olmak dileğiyle.Torun sevgisi çok tatlı. Her zaman yazamıyorum.Tedevilerim azalınca daha sık görüşmek üzere...

15 Mart 2014 Cumartesi

Acılar Görmeyelim


Dört gündür hiç bir şey yapmak gelmedi içimden. Allah hepimize sabırlar versin, evlat acılarından hepimizi korusun.

Daha evvel korkulardan kurtulmak demiştim. Korkmadıklarımız çok kolay başımıza gelmez, bizi çoğu zaman korkularımız yönetir. Hastalanana kadar parmağımı kessem tetanoz oldum diye korkan ben, neler geldi geçti korkmamayı öğrendim. Hayatta çok zor şeylerin olduğunu görünce, bir takım evhamların ne kadar boş olduğunu anlıyoruz.

Kansere 2011 Mart ayında sol mememin ucunun hafifçe içe çekildiğini gördüm. Mamografi çekiminden sonra acil olarak ultrasona çağırıldım. Ultrasondan sonra bir cerraha görülmem söylendi. Doktorla görüştüm, biyopsi yaptırdım bir şeyin olmadığı çıktı ve hepimiz çok sevindik. Ama ben çok tedirgindim, başka bir doktora gittim. Prof. R. Yalın "kızım mamografi raporlarını da mı okumadın, sen 3. derece kansersin hemen ameliyat olman lazım" dedi. Dünya başıma yıkıldı. Doktora kısıtlı bir bütçem olduğunu orada burada uğraşmak istemediğimi, ameliyat ve sonrasını rahat geçirmek istediğimi söyledim. Bana çok yardımcı oldu, hemen o anda yetiştirdiği bir asistanını aradı. Telefonlara mesaj atmadan cevap vermeyen asistanı hocasına hemen cevap verdi, durumumu anlattı ve ertesi güne randevu aldık. Maltepe Üniversitesi Hastanesi'nde üç gün sonra ameliyat oldum. Bütün dostlarım, yakınlarım, kardeşlerim, çocuklarım ve eşim hepsi yanımdaydı. Ameliyatımı Manuk Manukyan yaptı. Şimdi evladım kadar sevdiğim bana çok yardımcı olan bir insan. Ameliyat sonrası tam bir ızdıraptı. Koltuk altındaki 24 lenften 23ü alınmış, sol göğsüm alınmamıştı. Ama ben sancıdan ölüyordum. Küçük oğlum ve kardeşim yanımda harab oldular. "Yatağa kaldırın" "yatağa indirin" diye saat 14'ten 23'e kadar böyle devam etti. 23'te hemşire geldi "belki de stresten vertigonuz tutmuştur" diyerek bir iğne yaptı, sonrasında çok rahat ettim.  İkinci gün direnlerle eve çıktım. Evde üçüncü gün diren koltuk altında bağlı olduğu yerden çıktı gece 21'di ve ben korkudan öldüm. Hemen hastaneye gittik. Akıntılar bittiği için çıkmasında bir sorun yokmuş. Bir hafta sonra kontrole gittim. Ameliyat olduğum göğsümden çok memnundum,  her şey yolunda gibi gözüküyordu. Doktorum Manuk'un odasında bir daha ameliyat olarak göğsümün alınacağını çünkü patolojide göğsün altında kanser hücrelerinin kaldığı çıkmış. Kıyametleri kopardım, ağladım, bağırdım, "göğsümü aldırmam" dedim. Manuk beni Onkoloğa götürdü bir de Onun anlatması için. Orada da göğsümü aldırmayacağımı hiç bir tedavi de olmayacağımı söyledim. Doktorlar beni iknaya çok çalıştı, sonrasında eve geldik. İki oğlum raporlarımla birlikte raporlarımı doktorlara gösterip beni doktorlara götürdüler. Bakan doktorlar göğsün alınması gerektiğini söylediler.

Bugün bu kadar yazmak istiyorum. Bizim günümüz günümüze uymaz. Bazen çok uyumlu bazen çok uyumsuz oluruz. Devamında yaşadıklarımı anlatmaya devam edeceğim. Bu arada tedavi olurken kolaylıkları da anlatacağım.

Hoşça kalın...

10 Mart 2014 Pazartesi

Hayatın benimle deneyimleri.




Merhaba yıllardır mecburiyetler ile yaşamla yarım yamalak yaşadım Geçte olsa hayatın bizi öğretiler ve alışkanlıklar denediydi öğrendim. Yaşam bize verilmiş bir sınav. Bu sınavda nelerden kurtulursak huzurlu mutlu arınmış olarak çıkarız. Bir korkularımızdan iki öğretilerden . Bunu hastalandığım da öğrendim Ben kanser hastasıyım. Kanser amansız bilinen bir hastalık . Zor bir hastalık ama amansız değil Yaşam herkes için bir gün bir sebepten sona erecek. Onun için korkmadan neler yapabileceklerimizi bilmemiz lazım. Şimdi hem yemek zamanı ve maç var FB-TS maçı başka zamanda neler yapacaklarımı anlatmak üzere hoşça kalın.